24 Eylül 2013 Salı

GİTMEK...

Gitmek, hem kelimesinde hem de eyleminde bir çok mesajı olan bir hareket. Gitmek çoğu kez bir duruş, bazen tükenmişlik,bazen  mecburiyet, bazen görev, bazen alışkanlık... Gitmek aslında konuşan bir eylem. Ve her gidiş sesli bir dokunuş...
Bu heyecanı içinde saklı eylem, benim en sevdiğim. Sebebi ne olursa olsun gitmekten hoşlanırım ben. Gittiğim her yerin beni farklı yerlere çıkaracağını düşündüğümden mi  yoksa gezmeyi sevdiğimden mi bilmiyorum ama seviyorum bu eylemi. Hayatıma anlam katıyor, mutlu ediyor, ağlatıyor, bana aynı anda bir çok duyguyu yaşatıyor. Sadece bu yüzden bile sevebilirim bu güzelliği.
25 yıllık hayatımda kaç kere gittiğimi hatırlamıyorum. Belki bir elin parmaklarını geçmez. Ama ben güzel giderim, hakkını veririm bu eylemin. Arada arkama da bakarım ama bu dönmeyi düşündüğümden değil arkamda bıraktıklarımı çok sevdiğimden. Çünkü benim gezegenin ilk şartı buydu hatırladınız mı? Bırakmayı da düşünmüyorum bunu da belirteyim. Yani elim ayağım tutana kadar bol bol gideceğim. Nereye olduğunu gittikçe öğreneceğim ben de sizinle birlikte.
Tüm bunlar bir yana bu anlam yüklü eylem hayatımızın tabanına da yayılmıştır aslında. Bu kadar duygu dolu anlamlar yüklemesekte, gitmekten hoşlanmasak da her gün gittiğimizin farkında mısınız? Okula, işe, bakkala, kütüphaneye, direnişe, bankaya her yere... Öyle de sıradandır işte bu eylem, mütevazıdır...
Şu sıralar gitmeyi düşünüyorum ben de, düşündüğümden beri de şu eylemi bir kağıda dökeyim, neymiş bu hem hokkalı hem alçak gönüllü eylem herkesle paylaşayım diyordum , kısmet bu gezegeneymiş.
Bir de hem ağlarım hem giderim var ama o konuya burada girmeyeceğim merak etmeyin :)
Hadi şimdilik kaçtım ben (GİTTİM).


M.

Hamiş: Can Yücel'i pek severim ben buraya onun "Gitmek" şiirinden bir dörtlük iliştireyim istedim.
 "Ben her bahar aşık olmam ama,
  Her bahar gitmek isterim,
  Gittiğim olmadı hiç.
  Ama olsun... İstemek de güzel."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder