9 Ekim 2013 Çarşamba

SALYANGOZLAR KOŞABİLİR...

Ulaşmak istediğin şey için gösterdiğin çabayı oraya ulaşırken geçtiğin yollara bakmaya da bölüştür.

İlk okuyuşta hemen anlamayın diye böyle yazdım. Anlamayın ki tekrar okuyun, tekrar tekrar...

Hedeflerimiz var, biri biterken yenisinin yerini aldığı... Bitmek bilmeyen arzular, bazen zorunluluklar... İşin en acı yanı ise hedeflerin, arzuların türü ne olursa olsun, sadece "OL"ması önemli bizler için. Amacımız ormana ulaşmak fakat oraya koşarken ne yoldakileri görüyoruz ne de o yolda koşmanın tadına varıyoruz. Hedefe varınca nefes nefese kaldığımızdan ona ulaşmanın tadını da çıkaramıyoruz. İstiyoruz ki parça parça da olsa çok yere ulaşalım. Nereden geçtiğimizin, geçerken kimlerle karşılaştığımızın, yolda bizimle birlikte yürüyen karıncaların, üzgün insanların, mutlu çocukların hiç önemi yok.Yürüdüğün yolda taşlar nasıl, toprak ne renk, ağaçlar ne boy, güneş var mı? Bunlar zaten hak getire...
Yaşadığım için yazıyorum bunları. Bir şey gördüm geçtiğimiz günlerde ve daha önce o yoldan geçtiğimi farkettim sonrasında. Onca geçiş boşaymış. Etrafıma bakmadan, İNSAN olmanın gerektirdiği gibi geçmişim o yoldan. Acıdım kendime, aslında böyle değilsin deyip teselli ettim kendimi. Uyardım bir de sonra kendimi, bir daha bunu yapma yaparsan fena olur!
Bu yazıyı da bütün iyi niyetimle sizi uyarmak için yazdım. Hangi gezegende olursanız olun ÇEVRENİZE BAKIN! Çok geç olmadan. Bütün her şeye yetişebilir ve her şeyi görebilirsiniz. Sadece o iri badem gözlerinizi, dakikada ortalama 70 kez atan kalbinizi ve mercana benzeyen algılarınızı açın!

Bu yazıya niye bu başlığı koydum onu da siz düşünün...


"Eğer bir şeyi bütün olarak görebilirsen hep güzelmiş gibi görünür.

...Ama yakından bakıldığında bir dünya yalnızca toz ve kayadan oluşur.
Günden güne yaşam daha da zorlaşır, yorulursun, ritmi kaçırırsın.
Uzaklığı ararsın-ara vermeyi.
Dünyanın ne kadar güzel olduğunu görmenin yolu, onu AY gibi görmekten geçiyor.
Yaşamın ne güzel olduğunu görmenin yolu ölümün bakış açısından bakmaktan geçiyor." **

Esen kalın,



M.



**URSULA K. LEGUIN "Mülksüzler"