17 Ekim 2015 Cumartesi

Cumartesi de cumartesiymis ha!

Van- Haziran 2014
Aylardan Ekim. Yillardan 2015.Gunlerden cumartesi. Havalardan yagmurlu. Yagmurlardan saganak.Telefonum 13 derece yagmurlu diye gostemisti zaten dun.Ne guzel bir uygulama bir de uzerine yagmur yagiyormus gibi yapmislar. Ama islatmiyor ne kotu.

Simdiyse uzerimde bit pazarindan elli kurusa aldigim yeni kazagim, dun geceden bu yana izledigim uc filmin uzerimdeki agirligi, az once yedigim haslanmis patatesin tadi, donecek olmanin heyecani, ayrilacak olmanin hazirligi, babamin hala bilmezmis gibi "ee ne zaman donuyorsun bakalim" demesi beni cok ozlemesi, arada bogulup tekrar dirilmeye calisan ulkem, donunce bitirilecek yuksek lisans tezi, yapilacak surprizler, konusulacak konular, olmeden once ve otuza varmadan once yapilacaklar listem, yasanacak bir ev, okunmayi bekleyen kitaplarim, eski defterlerim, saclarimi kokunden kestirme arzum, annemin yemekleri, ananemin elleri, hala olmayi ozleyisim, bir demlik cay, bir yetmislik anasonlu, baliklar, olen kedimiz, yillardir gormedigim arkadasim, dolaptaki yogurt, masadaki tozlar, yikanmis camasirlar ve yikanacaklar, biten turk kahvemin hala kokan kutusu, gonderilmeyi bekleyen kartpostallarim ve sonra oldugum yerden izledigim her sey ve bu her sey icin yapmak isteyip de yapamadiklarim, her seye ragmen kendimi hala sakince seviyor olusum, merkezinden ayrilma diye beni yatistiran bir ic sesin farkindaligi, degisime kendimden basladigimda degistirdiklerim, sadece severek kazandiklarim, verdigim nefesin bir baskasininkine karisip kayboldugunu hayal edisim, farketmeden birilerine sifa oldugumu ogrenmem, aylar once "ne sanslisin Muge cunku seninlesin" diye gelip ruhumu taclandiran mesaj, dogum gunum olmamasina ragmen "biliyorum bugun dogum gunun degil ama iyi ki dogmussun sen" diyip beni aglatan arkadas, doner donmez, gider gitmez diye baslayan cumlelerim. eski sevgililer, en sevdigim renk, dunyanin en uzun koprusunu alakasiz bir anda dusunmem, hala mizika calamiyor olusum, ama ondan vazgecmeyen sakalli keci, buradaki cocuklari buyuduklerinde gorur muyum diye gecen kucuk bulutlar, ve daha neler neler...

Eger sair "masa da masaymis ha" demeseydi belki de masanin adi cumartesi olurdu kim bilir. Bu cumartesilerin de masallahi varmis derdi.

Ben sairin en guzel siirinden beslenedurayim, bugun hic bir cumlenin sonuna nokta koyasim da yok. Virguller cok nazik bir o kadar da gururlu. Ama bitiyor iste.

Daha bir sey kaldi mi bilemiyorum ama icine sanki bes belki de on cumartesi gizlenmis bu yagmurlu gun bitmek uzere. Hepsini bagrima basmak icin vaktim varken gideyim ben.

Esen kalin,
M.

Not: "Masa da masaymis ha" siiri bir Edip Cansever siiridir. Okuyunuz, okumayanlara da okuyunuz.

Bu da bu cumartesinin sarkisi, dinlemek isterseniz.. (Sarkinin bir nakaratinda soyle geciyor "I'd rather be forest than a street / Bir caddeden cok orman olmak isterdim.) Oyle iste, belki bir gun orman oluruz.

















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder